USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Midyat Bekliyor… El Ele, Göz Göze, Gönül Gönüle!

27-04-2025

Midyat…

Bir şehirden fazlası…

Bir tarih, bir kültür, bir insanlık mirası…

Taşlarında zaman durmuş gibi…

Sokaklarında medeniyet kokuyor…

Sofralarında asırların bereketi hâlâ sıcak…

Bugün Midyat, yoğun bir iç turizm hareketliliği yaşıyor.

Oteller dolu, restoranlar dolu, sokaklar cıvıl cıvıl.

Ramazan Bayramı’nda bir fotoğraf çekildi: Şehre gelen araç sayısı 275.000…

Ve şehri ziyaret eden milyonlarca insan…

Düşünün…

Resmî nüfusu 125.000 olan bir şehir, bir anda kat kat büyüyor!

Bu tablo bize şunu söylüyor:

Midyat büyüyor…

Midyat gelişiyor…

Midyat artık daha büyük düşünmek zorunda.

Peki hazır mıyız?

Bazı sorular kendiliğinden geliyor: •

Şehrin su ihtiyacını karşılamak için Beyazsu’dan ikinci isale hattı tamamlandı mı? 

Artan nüfusa ve yoğunluğa cevap verecek otoparklar, çevre yolu projeleri hızlandırıldı mı? 

Arıtma tesisi projesi ne durumda?

• Şehrin mutfağına, gastronomi sektörüne en iyi şekilde hizmet verecek daha kapsamlı mezbahane çalışmaları yapılıyor mu?

• Midyat’ın şehirlerarası otogar ihtiyacı aciliyet arz eden bir konu olarak ele alınıyor mu?

• Hizmetler organizasyon ve kriz yönetimi bakış açısıyla mı planlanıyor?

• İhtiyaçları oluşmadan görebilecek bir öngörü kabiliyeti var mı? Ve elbette…

Bir başka büyük fırsat da burada:

Midyat, Dicle Havzası’ndaki dört havaalanına yaklaşık 90 kilometre mesafede bulunuyor.

Bu havaalanlarından yalnızca biri uluslararası seferlere açık; diğerleri ise sadece iç hatlara hizmet veriyor. Şimdi bir düşünün…

Havzanın tam ortasında yer alan Midyat’ta, 24 saat esasına göre hem yurt içi hem yurt dışı seferlere açık bölgesel bir havaalanı kurulsa…

Dünyanın dört bir yanından gelen milyonlarca insanı, bu kadim toprakların kültürüyle,

tarihi hazineleriyle buluştursak…

Hem bölgenin kalkınmasına hem de ülke ekonomisine büyük katkılar sağlansa…

Ve Midyat, sadece coğrafi konumuyla değil, ekonomik, kültürel ve sosyal potansiyeliyle de artık doğal bir il adayı.

Bu şehrin resmî olarak vilayet ilan edilmesi, bölgeye yeni bir dinamizm kazandırabilir.

Aynı şekilde, Midyat’ın önümüzdeki 50 yılını planlayacak kapsamlı bir imar revizyonu, şehircilik vizyonuyla genişleme çalışmaları da bir an önce başlamalı.

Çünkü Midyat, sadece bugünü değil, yarını da inşa etmek zorunda. Midyat büyüyor…

Turizm büyüyor…

Ve bu büyümeyi destekleyecek insan kaynağına ihtiyacımız var.

Şu anda Artuklu Üniversitesi’ne bağlı Midyat Meslek Yüksekokulu’nda bir Gastronomi Bölümü bulunuyor. Fakat öğrenciler eğitimlerini Mardin merkezde sürdürüyor.

Oysa bu eğitim Midyat’ta verilmeli.

Öğrenciler, şehrin ruhunu yaşamalı, Midyat’ın lezzetlerini kaynağından öğrenmeli.

Aynı şekilde, Midyat Sanayi ve Turizm Meslek Lisesi de geleceğin turizm profesyonellerini yetiştiriyor.

Bu okula daha fazla destek sağlanmalı, öğrenciler eğitim süreçlerinde sektörle iç içe olmalı.

Staj imkânları artırılmalı, mezunlar mezun olduklarında doğrudan iş hayatına atılabilmeli. Ve dahası…

Midyat’a bir Gastronomi Konağı kazandırılmalı.

Midyat sıra geceleri düzenlenmeli.

Tarihi bir taş konakta yöresel mutfağımız yaşatılmalı.

Midyat’ın meşhur yemekleri, tandırları, geleneksel tarifleri burada tanıtılmalı.

Her akşam düzenlenecek Midyat usulü sıra geceleri ile tarih, kültür ve lezzet bir araya gelmeli.

Misafirler sadece gezip görmemeli; hissetmeli, tatmalı, yaşamalı.

Midyat, sadece bugünü değil, yarını da düşünerek yönetilmeli.

Öngörü, beceri ve aksiyonla… Ve bir diğer hayati konu: Midyat Devlet Hastanesi.

Şu anda 150 yataklı. Oysa Midyat’ın bugünkü nüfusu ve turizm potansiyeli, en az 500 yataklı bir hastaneyi şart koşuyor.

Ayrıca, modern bir anjiyografi ünitesi mutlaka eklenmeli, diğer modern tıbbi cihazlarla donatılmalı.

Hem Midyatlılara hem de şehre gelen milyonlara en iyi sağlık hizmeti sunulmalı.

Midyat’ın geleceğini konuşurken bir gerçeği daha unutmamak lazım:

Midyat, sadece burada yaşayanlardan ibaret değil.

Bugün Amerika Birleşik Devletleri’nde ve Avrupa’da yaklaşık 1 milyon Süryani Midyatlı vatandaşımız yaşıyor.

Onların kalbi hâlâ bu topraklarda atıyor.

Manastırları burada…

Kiliseleri burada…

Atalarının mezarları burada…

Hiçbir zaman bu topraklardan kopmadılar.

Doğru bir iş birliğiyle bu diaspora, ülkemizin ve Midyat’ın dünyadaki gözü, kulağı olabilir.

Kültür köprüsü kurabilir, yatırım köprüsü kurabilir.

Ve elbette…

Midyat’ın bir diğer zenginliği olan Ezidi vatandaşlarımız da burada.

Onların da köyleri, tarlaları, mezarları burada.

Hatta bu topraklarda, Ezidilerin ikinci Laleş gibi kutsal saydığı mekânları var.

İşte Midyat…

Bir araya getiren, koruyan, yaşatan bir şehir.

Şimdi aklımızı, gönlümüzü, emeğimizi birleştirerek Midyat’ı daha ileri taşıma zamanı.

Şikâyet etmek yok.

Suçlamak yok.

Çözüm üretmek var.

El ele, göz göze, gönül gönüle hareket etmek var.

Çünkü Midyat buna hazır.

Çünkü Midyat buna layık.

Ve unutmayalım:

Tarih fırsatları beklemez…

Fırsatlar hazır olanı seçer.