
Böylesine karmaşık bir yaşam döngüsünün içinde zaman zaman verdiğimiz çelişkili kararlar ve ilgisiz davranışların farkında bile olamıyoruz .
Duygular ön plana mi çıkmış ?
Gerçekleri görmek bu kadar mı zorlaşmış ?
Neden reflekslerimize mahkum olmuşuz ?
Sağlam irademiz dururken ve doğruyu bulmanın en doğru yolu öz iradeyi kullanmakla mümkünken ; irademizi reflekslere teslim etmeyi tercih etmişiz .
Midemiz zil çalarcasına çok acıkmışken ; gidip su içiyoruz mesela .
Okullardaki eğitim öğretim seviyesinin yetersizliğinden yakınıp dururken ; okul kantininde neden simit satılmadığını sorgulayıp şikayetçi oluyoruz .
Misallerini çoğaltabileceğimiz birçok davranış biçimini içgüdülerimizin yönlendirmiş olması ; bizi amacımızdan uzaklaştırmaktadır.
Oysa herşey sebep-sonuç ilişkileriyle ilintilidir .
Ülkede yıllar yılıdır kronikleşmiş bir " kadın " sorunu yaşanmakta örneğin ....
Toplumdaki statüsüyle ,
Temel hak ve özgürlükleriyle ,
Aile içindeki konumuyla bir dosyada ele alınıp masaya yatırılması , beraberinde getirdiği tüm sorunların topluca çözümlenmesi gerekirken ; olayın sebep yönünü unutup sonuç kısmına odaklanıyoruz .
Erkeğiyle , kadınıyla , genciyle , yaslısıyla hep birlikte " kadına şiddet " ve " kadın cinayetleri " üzerinde gayret göstermekteyiz .
Oysa bu gayretimiz konunun sonuç bölümüdür . Çözüme ulaşmak için sebepler araştırılmalı .
Doğrusu Kadının Temel Hak ve Özgürlükleridir.
Kaldı ki ; şiddet ve cinayet sadece kadına yönelik bir eylem değildir .
Erkeğe yönelik te şiddet uygulanmakta , cinayet islenmekte .
Hatta ; başka canlılara yönelen şiddet ve cinayetleri de sık sık görmekteyiz .
Zararsız bir köpeği sopayla kovalamak şiddet değil mi ?
Güvercinlerine zarar vermiş kediye idam sehpası kurup öldürmenin adı ne olabilir ?
Çiçeklerle donatılmış yemyeşil bir çim bahçeye girip ; çiçeklerin dallarını kırmak , güzelim çimleri ezmek şiddetten sayılmıyor mu ?
Ormanı ateşe verip yakmak cinayetlerin en büyüğü değil mi ?
Şiddetin de , cinayetin de ayrıcalığı olmaz .
Kadına şiddet ve kadın cinayetleri konusunda başta kadınlar olmak üzere harcadığımız efor ve enerjiyi kadının temel sorunları üzerinde harcamamız halinde ; kronik bir sorunu bitirmiş olur ; oto-kontrol şeklinde kadına yönelik şiddet ve cinayeti sonlandırmış oluruz .
Gelin hep birlikte kadının olması gereken yerde neden olmadığını sorgulayalım .
Kadının temsilde ve üretimde hak ettiği konuma gelmesinin önünü açalım . Yüzde otuz kadın kotası sözü verip yerine getirmeyenlere seslenelim .
Okula gönderilmeyip 13 yaşında evlendirilen ; lepiska saçlı Barbie bebekle oynaması gereken yaşta kucağına birkaç yıl sonra kendisine arkadaş olacak kendi bebeği ile ilgilenecek kız çocuklarımızın durumlarını ve bu ilkelliğe , bu vicdansızlığa fetva verenleri sorgulayalım .
Yine diyanetin icazet verdiği çok eşliliğe , kumalığa karşı duralım .
Kadının mirastan reddine tavır koyalım . Kadın erkek eşitliğinin uygulanmasını isteyelim.
İnanıyorum ki ; bu sorunlarını halletmiş bir Türkiye'de kadına şiddet konusunda da , kadın cinayetleri konusunda da çok ciddi yol alınmış olur . Kadın Cinayetlerine Dur Diyeceğiz Platformu enerjisini başka kulvarlarda kullanır .
Ve yine inanıyorum ki ; Özgecanlar , Emine Bulutlar , Aylin Sözerler ve diğerleri ancak o zaman rahat uyur .
Kadın sorunlarının çözümü ulaşması için ; sadece kadınların yapacağı ve tavır alacağı hususlar da var .
Öncelikle ; zamanında bazı boşboğazların yaptığı ve halen yine bazı kendini bilmezlerin kullandığı ;
- Saçı uzun aklı kısa ,
- Eksik etek ,
- Kaşık düşmanı gibi yakıştırmaları şiddetle reddettiğini ve kınadığını her tarafta bağırmalı .
" BEYİM BİLMEZ , BEYNİM BİLİR " moduna acilen geçmeli . Her konuma hazır ve yetenekli olduğuna önce kendi inanmalı , sonra ispat etmeli .
" Savcı Ahmet Bey'in eşi "
" Doktor Murat'ın ablası "
" Avukat Eray Bey'in annesi "
" Müdür Sacit Bey'in kızı "
" Milletvekili Cemil Bey'in yengesi "
" Uğur Başkan’ın kardeşi " olarak tanıtılmış olmanızın kadın kimliğinize karşı büyük bir haksızlık olduğunu düşünüyorum .
Eyyyy Kadınlar .....
Kimliğinizi kazanmanız , hayatın her alanında geçerli kılmanız halinde ; yaşam biçiminde denge unsuru olduğunuzun göstergesi olacaktır .
Yeter ki kendi adinizle anılmanızı sağlayan adımı atıp ısrarcı olun....