
Kalp damar hastalıklarında en zorlu alanlardan biri olan koroner bifurkasyon lezyonlarını mercek altına alan Doç. Dr. Işık, bu durumun kalp krizi riskini ciddi oranda artırdığını söyledi.
Antalya’da 3-6 Nisan tarihlerinde düzenlenen 32. Ulusal Girişimsel Kardiyoloji Kongresi’ne Diyarbakırlı doktorlar damgasını vurdu. Ulusal Kardiyoloji Kongresi'nde, en karmaşık kalp damar hastalıklarından biri olan koroner bifurkasyon lezyonları masaya yatırıldı. Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim Araştırma Hastanesi (EAH) doktorlarından Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ferhat Işık, bu tehlikeli daralmanın teşhis ve tedavisinde kritik noktalara işaret etti.
Kalbin en kritik noktası: Bifurkasyon lezyonları
Kongrenin 4 Nisan’daki oturumunda Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ferhat Işık, ‘Kalbin Gizli Kavşağında Tehlike’ başlıklı sunum yaptı.
Işık, koroner bifurkasyon lezyonlarının kalbin damarlarının çatallanma bölgelerinde oluşan daralmalar olduğunu ve bu durumun kalp krizi riskini ciddi oranda artırdığını vurguladı.
Bunun diğer damar tıkanıklıklarına göre çok daha karmaşık olduğunu belirten Doç. Dr. Işık, bu nedenle işlem başarı oranının da nispeten düşük seyrettiğini belirtti. Bu durum, bifurkasyon hastalığını hem tanı hem de tedavi açısından daha özel ve dikkat gerektiren bir sorun haline getiriyor.
Teşhis ve tedavide hayati adımlar
Koroner bifurkasyon hastalığında en önemli aşamalardan birinin doğru teşhis olduğunun altını çizen Işık, anjiyografi ve ilaçlı kalp tomografisinin mutlaka kullanılması gerektiğini ifade etti. Bu yöntemler sayesinde daralmanın derecesi ve yayılımı net biçimde ortaya konabiliyor.
Tedavi süreciyle ilgili olarak ise, stentleme işleminin doğru değerlendirme sonrası yapılması gerektiğini, bu işlemin ardından ise düzenli ilaç tedavisiyle hastaların yakından takip edilmesinin şart olduğunu belirtti. Doç. Dr. Işık, bu bütüncül yaklaşımın yaşam süresi ve kalitesini ciddi biçimde artırabileceğini ifade etti.
Editor : Mehmet ÇELİK