?>

Zamlar yaktı, uygulamalar tedirgin etti

Mehmet ÇELİK

9 ay önce

Son zamanlarda ülkede meydana gelen olay ve uygulamaları yazmak ile yazmamak arasında bocalayıp duruyoruz.

Yerel Gazete ve İnternet siteleri genelde, bölgesel ve lokal gelişmeleri yazmayı tercih ediyor.

Ne var ki gelinen noktada, uygulamaların küreselleşen etkileri, yerelin de yaygın mecralar gibi yazmalarını bir anlamda zorunlu hale getirdi.

Emekli maaşlarına yapılan ulufe bandında yapılan zamlar, emeklilerin açlık sınırının çok altında kalmasına neden olurken, asgari ücretin, ev kiralarının gerisinde kalması içinden çıkılmaz bir yaşam labirentini oluşturdu.

İktidar Belediyelere SGK hacizlerini gündeme getirirken, şimdiye kadar oluşan vergi ve SGK borçlarına enden seyirci kalındığına açıklık getirmede inandırıcılığı kaybetti.

Türkiye genelinde belediyelerde meydana gelen usulsüzlüklere, yolsuzluklara seyirci kalınırken, denetim mekanizmaları devreye sokulmazken, ne oldu da birden bire iktidarın aklına belediyelere SGK borçlarını tahsili için gelirleri haciz edildi. Sormazlar mı şimdiye kadar neredeydiniz diye?

Belediyeleri kim ne zaman ve nasıl borçlandırıldığının hiç mi önemi yok?

Memur ve çalışanların maaşlarından peşin gelir vergisi tahsil edilirken, firma ve şirketlerin vergilerini ödeyip ödemediklerinin sorgulanması teklifini ret etmenin vicdanlarda yarattığı erozyon nasıl izah edilebilir?

Devletin resmi dilinin tabelalarda kullanılması kadar doğal bir şey olamaz.

Mekan, bakkal, manav ve restoranlarda kullanılan tabelaların yarısından fazlası yabancı dildedir. Buna kimse itiraz etmiyor!

Doğu ve Güneydoğu illerindeki belediyelerin, giriş kapılarına üç hatta 4 dilde yazılı tabelalar asılırken hoşgörü ve halk belediyeciliği mesajı veriliyor da, yola “önce yaya- peşi Peya” yazısı için kızıl kıyamet koparmanın izahı var mı?

Ya da bayram kutlamalarında ve özel günlerde billboardlara asılan 3-4 dilli kutlama mesajlarının yola yazılandan farkı var mıdır?

Bu tür uygulamaların ayrıştırmadan, ötekileştirmeden başka bir yararı olacağını düşünmüyorum.

Belediyelere SGK borç haczi ve Peşi Peya uygulamaları;

Ekonomik sıkıntıların tavan yaptığını

Fakirin cebinin delindiğini,

Ülke nüfusunun yarısından fazlasının ekmek-soğan yemede zorlandığını

Doğalgaz ve elektriğe yapılan %38 lik zammı,

Akaryakıt litresinin 50 liraya dayandığını unutturamaz.

Mardin girişinde yapılan ve tarihi dokuyu adeta katleden ucube, rant kokan otoparktan başka her şeye uygunu yapılan yapının traverten taşla kaplanması konusu da rahatsız edici.

Koruma kurulunun kabul gören Mardin taşı ile kaplanır kararının değiştirildiği ileri sürülüyor.

İş işten geçmeden bu duruma el atılır mı?

Yazmak ile yazmamak arasında gidip gelmek yorucu bence!

Ne dersiniz?...

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI