Kısa süreli bir mola sonrası ; daha pozitif bir konuda daha iç açıcı bir yazı olabilseydi keşke diye düşünüyorum ama, gündem belirlemekte fazla dahlimiz olmadığı için, değerlendirmeleri de bu çizgide yapma gibi bir rutinimiz var. XXX Sayın Cumhurbaşkanı'nın Bitlis'teki konuşmasında yaptığı "Yokluk ve yoksulluk bu ülkede bir daha geri dönmeyecek şekilde sona ermiştir" şeklindeki değerlendirmeleri, hemencecik yıllardır dillere pelesenk olmuş, adeta slogana dönüşmüş "Dillerin ve Dinlerin Kardeşliği" kavramını hatırlattı bana. Büyük benzerlik gösteren iki ayrı iddia. Her iki iddia da aynı çağrışımı yaptırdı. Bazı aileler arasındaki sıkı ilişkiler sonucu oluşmuş yakınlık bağlarının genelleştirilerek dillerin ve dinlerin kardeşliği iddiasına taşınması, sadece gönüllerden geçen, hayal ve arzu edilen dilek/temenniden öteye gitmediği görülmüş olduğu halde ; başka başka konularda da aynı değerlendirmelerin yapıldığını görmekteyiz. Tıpkı Sayın Cumhurbaşkanı'nın söz konusu olan "yokluk ve yoksulluk bu ülkede bir daha geri dönmemek üzere sona ermiştir" iddiaları gibi. Yokluk ve yoksulluğun bu ülkede sona ermiş olması ; herkesin gönlünden geçen, arzu edilen ve şiddetle beklenen bir durumdur. Bu hayali olmuş gibi değerlendirmek, dil ve din kardeşliğinin var olduğunu kabul etmekle eş değerdedir. Dillerin ve Dinlerin Kardeşliğini hayal edebileceğimiz gibi, yokluk ve yoksulluğun da bu ülkede sona erdiğini hayal edebiliriz. Ancak olmuş gibi göstermeye çalışmak da akıllarla alay etmekten başka birşey değildir. Merkez Bankası ; 2021 yılında 57.5 milyar kâr etmiş, 2022 yılında 72 milyar kâr etmiş, 2023 yılında 818.2 milyar zarar etmiş bir ülkede, yokluk ve yoksulluğun sona erdiği değerlendirmesini yapıyoruz. Açlık sınırının 19.271 lira, Yoksulluk sınırının 62.772 lira, Buna karşılık emeklisinin 12.000 lira çalışanının 17.002 lira aldığı bir ülke düşünün ve bu ülkede yokluk ve yoksulluğun bittiğini kabul edin. Yokluk ve yoksulluğun bir daha geri dönmemek üzere sona erdiğinin belirtildiği bir ülkede , bazı belediyelerin yaptığı sosyal yardımların dışında ilgili bakanlık, bir yıl önce 3.2 milyon haneye sosyal yardımda bulunurken, bu yıl bu rakamın 4.99 haneye çıkmış ve bizler pembe tablo çiziyoruz. İşyerleri peşpeşe kepenk kapatırken ; 2024 Ocak ayında 21 milyon 307 bin olan icra dairelerindeki dosya sayısı, Nisan ayında 491 bin artarak üç ay zarfında 21 milyon 798 bine ulaşmış durumda ve biz bunun adına yokluk ve yoksulluk bitti diyoruz. Kurban farizesini yerine getirmek için daha önceleri dört kişi ortaklaşa bir dana alabiliyor iken ; bugün mide farizesini yerine getirme düşüncesiyle dört kişi bir karpuza ortak olup evlerine çeyrek karpuzla gitmenin mutluluğunu yaşıyor. Kilo ile evine et götürebilen şimdi gramla alabiliyor. Domatesi, şeftaliyi, limonu, salatalığı tane hesabı ; yeşil fasulyeyi, bamyayı gramla evine götüren vatandaşın gözünün içine baka baka ve gönül rahatlığıyla; "yokluk ve yoksulluğu bitirdik" diye biliyorsunuz ya... Dillerin ve Dinlerin Kardeşliğinin var olduğuna inanmazken, hayal edip tüm gönlüyle arzu eden insanımız ; yokluk ve yoksulluğun bittiği masalına da inanmıyor, o günleri hayal edip duruyor.