Hani bazı anlar vardır, yapmaya alışık olduğun bir şeyi yaparken kendini birden "izlenirken" bulursun. Eller titrer, kelimeler birbirine karışır. "Ben bunu her zaman yapıyordum," dersin kendi kendine, "ama şimdi neden yapamıyorum ?" Hepimiz, başkalarının gözleri üzerimizdeyken bazen en iyi performansımızı sergileyemediğimizi deneyimlemişizdir. Bu durum, birçok insan için oldukça yaygın bir sorundur ve derinlemesine incelendiğinde birkaç temel neden ortaya çıkmaktadır.
Sosyal baskı ve değerlendirilme kaygısını ele alarak başlayabiliriz. Başkalarının yanında performans sergileme düşüncesi, bireyde sosyal baskı yaratabilir. Bu baskı, bireyin değerlendirilme kaygısını artırır ve kaygının yükselmesi, dikkat ve odaklanmayı olumsuz yönde etkileyebilir. Örneğin, bir müzisyen sahnede çalarken, izleyicilerin beklentilerini karşılamaya çalışırken performansını sergilemekte zorlanabilir. Veya bu müzisyenin kalabalık önünde yeni öğrendiği bir parçayı çalmaya çalışırken yaptığı hataları da değerlendirilme kaygısı içerisinde ele alabiliriz. Bir diğer etken gözlemci etkisidir. Gözlemci etkisi, başkalarının varlığının bireyin davranışlarını nasıl değiştirdiğini açıklar. Yapılan pek çok araştırma, bir görev sırasında insanların izlendiklerini hissettiklerinde, hata yapma olasılıklarının arttığını göstermektedir. Bu durum, özellikle karmaşık veya ustalık gerektiren görevlerde daha belirgin hale gelir. Başkalarının gözleri üzerimizdeyken, hata yapma korkusu ve performans kaygısı bizi etkileyebilir ve en iyi yeteneğimizi sergilemekte zorlanmamıza neden olabilir.
Başkalarının varlığı, bireyin benlik farkındalığını artırır ve kişinin kendi performansına odaklanmasını zorlaştırır. Bu durumda, kişi kendi hatalarını düşünerek ve başkalarının ne düşündüğünü umursayarak dikkatini dağıtabilir. Bu da yeteneğin etkili bir şekilde kullanılmasını engeller. Bireyin kendine odaklanmak yerine, başkalarının değerlendirmelerine ve düşüncelerine odaklanması, performansını olumsuz yönde etkileyebilir.
Sosyal bağlamlar da bu konuda önemli bir rol oynar. Örneğin, bazı sosyal bağlamlarda bireylerin rekabetçi bir ortamda parlaması beklenir. Sosyal karşılaştırma kavramını ortaya çıkaran bu olgu, Kendimizi başkalarıyla karşılaştırmak, yeteneklerimizi sorgulamamıza ve performans kaygısının artmasına neden olabilir. Bireyin kendine olan güvenini azaltabilir ve performansını olumsuz yönde etkileyebilir.
Bu durumu aşmanın yolları ise, rahatlama teknikleri, öz güveni artırma ve odaklanma becerilerini geliştirmektir. Performans kaygısıyla başa çıkmak, yeteneklerimizi en iyi şekilde sergilememize yardımcı olabilir. Örneğin, derin nefes alma teknikleri, meditasyon ve pozitif düşünce alışkanlıkları, bireyin rahatlamasına ve stresle başa çıkmasına yardımcı olabilir. Ayrıca, öz güveni artırmak için olumlu geri bildirim almak ve başarılı deneyimleri hatırlamak önemlidir. Odaklanma becerilerini geliştirmek ise, dikkat dağıtıcı unsurları azaltmak ve performansa odaklanmayı sağlar.
Toparlayacak olursak, başkalarının varlığı, üzerimizde karmaşık ve duruma bağlı bir etkiye sahiptir. Dışsal gözlerin motivasyon artırıcı bir destek mi yoksa zorlu bir baskı mı oluşturacağı, bireyin beceri seviyesi, özgüveni ve psikolojik durumu gibi birçok faktöre bağlıdır. Bu fenomeni anlamak, yalnızca kendi performansımızı optimize etmekle kalmaz, aynı zamanda başkalarının üzerinde nasıl bir etkimiz olduğunu da görmemize olanak tanır.