İlk birkaç yılı saymazsak ; AKP hükümetlerinin en başarılı olduğu ve dolayısıyla puana dönüştürdüğü husus , durup dururken yarattığı yapay gündemler olmuştur .
Ülke yönetiminin zora girdiği , yanlışın bir başka yanlışla kapatılmak istendiği , git gide yoğunlaşan sorunlar karşısında nefes almakta güçlük çekildigi durumlarda ; çaresizlik içinde isyan noktasına gelen vatandaşın dikkatini dağıtmak , başka yöne çevirmek için hemen yapay gündemler oluşturulup soluk alabilme düşüncesiyle bir anda ülke gündemi değiştirilir.
Adeta bir oksijen tüpü görevi görür yaratılan yapay gündemler .
Vatandaş havada uçan kuşu ararken , yeni bir yapay gündem yaratmakta oldukça başarılı olan iktidar , zaman zaman balıklama atlayıp olmayacak çıkışlar yaparak değirmene şu taşıyan muhalefetin de yardımıyla rahat bir nefes alır .
Karşılıklı tartışmalar , suçlamalar devam ederken ; ortalık süt limandır artık .
Bu günlerde de aynı tiyatro sahnede .
Başta ekonomi olmak üzere ; dış politikada , sağlıkta , eğitimde , tarımda , sanayide , adalette , hak ve özgürlükte zor gunler yaşanırken ; yine aynı taktikle yapay gündem oluşturuldu . Bu sefer yaşanan solunum yetersizliği birden fazla yapay gündem gerektiriyor olacak ki ;
Önce " başörtülü bacımız " ve " konu mankeni kadınlar " konusu ,
Peşinden darbe uydurmacası.
Kafalar iyice karışsın diye Boğaziçi Üniversitesine kayyum rektör ataması ortaya atıldı .
Oysa ülkede ne başı açık - başı kapalı sorunu kalmış , ne kimsenin giyim kusamı sorun ettiği var . İsteyen istediği yerde , istediği biçimde başını örter , kimsenin karıştığı yok .
Öyle olduğu halde ;
" Benim mağdur baş örtülü bacım "
" Senin vitrin süsü konu mankeni "
Hakaret düzeyine varan bu ayrıştırıcı dil gerçekten akıllara ziyan . Gerçekten abesle iştigal .
Ona rağmen bu gibi " Bubi tuzaklarının " farkında olması gerekenlerin konuya balıklama atlayarak cımbızla seçip başka yönlere çekilmeye uygun ifadelerle karşılık vermeleri hem iktidarın değirmenine şu taşıdı , hem de olması mümkün olmayan , hiç kimsenin olmasını istemediği " darbe " söylemiyle ikinci bir yapay gündem maddesi oluşturdu .
Bunlara kayyum rektör atamasını ekleyerek ; buyurun hep birlikte oluşturulan bu gündem maddelerine kafa yoralım , laf yetiştirme yarısına girelim .
Bu gündemle havadaki kuşu aramaya devam etmekte olan vatandaşın ;
- Geçim sıkıntısı ,
- Sağlık sorunu ,
- Sosyal Güvenlik sorunu ,
- Adalet sorunu ,
- Eğitim sorunu ,
- Kendini ifade etme özgürlüğü sorunu ,
- Temel hak ve özgürlükler sorunu bir köşede bırakılıp ; hiç gereği yokken eskiye dönüp baş örtüsü ve olması mümkün olmayan , kimselerin olmasını hiç istemediği darbe garabeti ile uğraşmak zaman kaybından ve gerginlikten başka birşey getirmez .
81 il başkanlığına gönderilen ve medyaya deklare edilen , aslında yazdıranın da pek inanmadığı gerekçelerle İlker Başbuğ , Fikri Sağlar ve Can Ataklı hakkındaki suç duyurusu gibi şeylerle fazla uğraşmadan , yapay gündemleri şimdilik te olsa bir tarafa bırakarak ülkenin temel sorunlarına odaklansak keşke .
Başlıktaki YAPAY GUNDEMLER OKSİJEN TÜPÜ GİBİDİR ifadesinden de anlaşılacağı gibi ; oksijen tüpü solunum yetmezliği için geçici bir uygulamadır , temel tedavi için yeterli değildir .